Çağdaş Sözlük

İrsad ~ ارصاد

Resimli Kamus-ı Osmani - İrsad ~ ارصاد maddesi. Sayfa: 84 - Sira: 11

1914 yılında basılmış, Resimli Kamus-ı Osmani, Ali Seydi ; İrsad maddesi. osmanlıcada İrsad ne demek, İrsad anlamı manası, İrsad osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte İrsad hakkında bilgi. Arapça İrsad ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada İrsad anlamı

Resimli Kamus-ı Osmani - ارصاد İrsad ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

İrsad ~ ارصاد güncel sözlüklerde anlamı:

iRSAD ::: Gözetlemek. * Hâzır ve âmâde eylemek. * Mükâfat vermek. * Edb: Secili ve kâfiyeli bir cümlede ses uyumundaki ana sesi önce tanıtıp, ondan so a gelecek kelimeyi tanıtma sanatıdır. Meselâ:Elemin Kays'a kıyas etme din-i mahzunun, Yok idi aklı ne derdi var idi Mecnunun.(Baki)Birinci mısrada "Kays" isminin geçmesi, ikinci mısrada ise "Yok idi aklı, ne derdi var idi." denmesi sözün sonunun "Mecnun" olacağını hemen akla getirmektedir.

ersâd ::: (a. i. raşad'ın c.) : rasatlar, gözlemeler, gözetlemeler.

irsâd ::: (a. i.) : 1) hazırlama. 2) hazır olma. 3) ed. seci'li ve kafiyeli olan bir sözün sonu, neden ibaret bulunduğunu sözle bildirme. 4) beytülmale âit bir mülkün rakabesi kemâkân beytülmâlin olmak üzere menfaatin sultan tarafından bir cihete tahsîs olunması.

irsâd-ı gayr-i sahih ::: huk. [eskiden] haztneye âit bir kısım varidatı, hazîne masraflarından olmıyan bir cihete tahsîs.

irsâd-ı sahih ::: huk. [eskiden] hazîneye âit bir kısım varidatı, hazîne masraflarına dâhil bir cihete tahsîs etme.

irsâd-ı vakf ::: huk. [eskiden] rakabesi beytülmale (hazîneye) sit bir mülkün menfaatini, ülü-lemr'in, hazîneden istihkakı olan kimseye tâyin ve tahsîs etmesi, [bu kabil vakıflara "tahsîsat" ıtlak olunur]

irsâd ::: (a. i. rüşd'den. c. : irşâdât) : 1) doğru yolu gösterme, uyarma. 2) tas. irfan sahibi birinin, bir kimseye tarîkatı ve tanrı yolunu göstermesi.

irsâd-ül-mürid ::: afyonkarahisarlı şeyh kasım bin mahmûd'un 1421 (h. 825) yılında meydana getirerek m. murad'a sunduğu mirsâd-ül-ibâd tercümesidir.

irsad ::: gözetlemek , hazır ve amade eylemek , mükafat vermek , edb: secili ve kafiyeli bir cümlede ses uyumundaki ana sesi önce tanıtıp , ondan sonra gelecek kelimeyi tanıtma sanatıdır , mesela:elemin kays'a kıyas etme din-i mahzunun , yok idi aklı ne derdi var idi mecnunun , (baki)birinci mısrada "kays" isminin geçmesi , ikinci mısrada ise "yok idi aklı , ne derdi var idi , " denmesi sözün sonunun "mecnun" olacağını hemen akla getirmektedir

ersâd ::: (a. i. raşad'ın c.) rasatlar, gözlemeler, gözetlemeler.

İRSAD :::

Gözetlemek. * Hâzır ve âmâde eylemek. * Mükâfat vermek. * Edb: Secili ve kâfiyeli bir cümlede ses uyumundaki ana sesi önce tanıtıp, ondan sonra gelecek kelimeyi tanıtma sanatıdır. Meselâ:Elemin Kays'a kıyas etme din-i mahzunun, Yok idi aklı ne derdi var idi Mecnunun.(Baki)Birinci mısrada "Kays" isminin geçmesi, ikinci mısrada ise "Yok idi aklı, ne derdi var idi." denmesi sözün sonunun "Mecnun" olacağını hemen akla getirmektedir.