Çağdaş Sözlük

hava ~ حواء

Resimli Kamus-ı Osmani - hava ~ حواء maddesi. Sayfa: 402 - Sira: 28

1914 yılında basılmış, Resimli Kamus-ı Osmani, Ali Seydi ; hava maddesi. osmanlıcada hava ne demek, hava anlamı manası, hava osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte hava hakkında bilgi. Arapça hava ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada hava anlamı

Resimli Kamus-ı Osmani - حواء hava ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

hava ~ حواء güncel sözlüklerde anlamı:

HAVA ::: (Hevâ) Hava. Dünyayı çeviren atmosfer. Cevv. Yer ile gök arası. * Hafif yel. * Bir binanın üzerine kat çıkma hakkı. * Bir yerin hâli ve sıhhat bakımından durumu. * Müzikte ezgili ses, sadâ.

havâ ::: (a. i.) : 1) hava. Serd-i havan'ın soğukluğu. 2) müz. saz veya söz müziğine âıt olup da husûsî bir isimle belirtilmiyen parçadır.

Havva' ::: (a. h. i.) : 1) Hz. Adem'in zevcesi olup, Adem Cennet'te uykuda iken sol taraf kaburgasından ajınan bir kemikten yaratılmış ve bu ameliyeden Adem hiç acı duymamıştır. Âdem topraktan, Havva, kemikten yaratılmıştır, (bkz. : ümm-ül-beşer). 2) esmer kadın. 3) kadın adı.

Hava :::


  1. yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı.

  2. Meteoroloji ile ilgili olayların bütünü
    Örnek: Hava biraz bozukçaydı, dışarıda serin bir yağmur çiseliyordu. M. Ş. Esendal

  3. Canlılar üzerindeki etkisine göre hava yuvarının durumu
    Örnek: Havanın üşütecek kadar serinlemiş olmasına göre sabah yakın. R. N. Güntekin

  4. Gökyüzü.

  5. Çevreyi kuşatan boşluk.

  6. Esinti.

  7. Müzik parçalarında tür
    Örnek: Kâğıthane havası tutturur, bahriye çiftetellisi çalardık. S. F. Abasıyanık

  8. Müzik aletlerinden çıkan ses perdesi.

  9. Hava yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı.

  10. Yeryuvarını saran uçun ve uçuk katmanın oluşturduğu akışkan ortam.

  11. Dramatik durumu, karakterler, konuşma, dekor, giyim-kuşam, ışık, müzik aracılığıyla bir oyunun özelliğini, tinsel iklimini ortaya çıkaran öğe.

  12. Belirli bir çevreye, başka çevrelerden ayrı, değişik bir özellik sağlayan öğelerin oluşturduğu bütün.T. : atmosfer  

hava ::: (heva) hava , dünyayı çeviren atmosfer , cevv , yer ile gök arası , hafif yel , bir binanın üzerine kat çıkma hakkı , bir yerin hali ve sıhhat bakımından durumu , müzikte ezgili ses , sada

havâ ::: hava

havâ ::: ‬hava

havâ ::: (a. i.) 1) hava. Serd-i havan'ın soğukluğu. 2) müz. saz veya söz müziğine âıt olup da husûsî bir isimle belirtilmiyen parçadır.

Havva' ::: (a. h. i.) 1) Hz. Adem'in zevcesi olup, Adem Cennet'te uykuda iken sol taraf kaburgasından ajınan bir kemikten yaratılmış ve bu ameliyeden Adem hiç acı duymamıştır. Âdem topraktan, Havva, kemikten yaratılmıştır, (bkz. : ümm-ül-beşer). 2) esmer kadın. 3) kadın adı.

hava ::: ahvalruhiye, âlem, beste, cazibe, çevre, durum, eda, esinti, esir, gökyüzü, keyif, mu
hit, ortam, tarz

HAVA :::

(Hevâ) Hava. Dünyayı çeviren atmosfer. Cevv. Yer ile gök arası. * Hafif yel. * Bir binanın üzerine kat çıkma hakkı. * Bir yerin hâli ve sıhhat bakımından durumu. * Müzikte ezgili ses, sad