havan ~ خوان
Resimli Kamus-ı Osmani - havan ~ خوان maddesi. Sayfa: 428 - Sira: 17
1914 yılında basılmış, Resimli Kamus-ı Osmani, Ali Seydi ; havan maddesi. osmanlıcada havan ne demek, havan anlamı manası, havan osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte havan hakkında bilgi. Arapça havan ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada havan anlamı
Resimli Kamus-ı Osmani - خوان havan ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
havan ~ خوان güncel sözlüklerde anlamı:
HAVAN ::: İçinde çeşitli şeylerin dövülüp ufalandığı ağaç, mâden veya taştan yapılmış çukurca kap. * Tütün kesmekte kullanılan makine. * Başkalarına destek olacak gücü bulunmadığı halde, yardakçılık eden kimse. * Elektrikî bir boşalmanın ısı değerini gösteren âlet. * İçine çukur delikler oyulmuş büyük ağaç kütüğü. (XlX. yy.dan önce bu deliklerin içinde, kara barutun bileşimine giren maddeler tokmak vasıtasıyla dövülerek ufalanırdı.) * Ask: Namlusu çapına oranla kısa olan ve aşırma atış yapmak için kullanılan top cinsinden bir ateşli silâh.
HAVAN ::: Arslan, esed.
huvvân ::: (a. s. hâin'in c.) : hâinler, hiyânet edenler.
Havan :::
- İçinde bir şey dövüp ufalamaya yarayan, tahta, taş, maden veya plastikten yapılan kap.
- topu.
- Tütün kıyma makinesi.
- Havan topu.
- Cilasız porselen, cam, akik ve çelik gibi değişik maddelerden yapılan granüler maddeleri toz durumuna getirmek için kullanılan malzeme.İng.: mortar Biyo
hân ::: okuyan , sofra , hükümdar
havan ::: içinde çeşitli şeylerin dövülüp ufalandığı ağaç , maden veya taştan yapılmış çukurca kap , tütün kesmekte kullanılan makine , başkalarına destek olacak gücü bulunmadığı halde , yardakçılık eden kimse , elektriki bir boşalmanın ısı değerini gösteren alet , içine çukur delikler oyulmuş büyük ağaç kütüğü , (xlx , yy , dan önce bu deliklerin içinde , kara barutun bileşimine giren maddeler tokmak vasıtasıyla dövülerek ufalanırdı , ) , ask: namlusu çapına oranla kısa olan ve aşırma atış yapmak için kullanılan top cinsinden bir ateşli silah , arslan , esed
hân ::: okuyan
hân ::: sofra
huvvân ::: (a. s. hâin'in c.) hâinler, hiyânet edenler.
HAVAN :::