Çağdaş Sözlük

asi ~ عاصی

Resimli Kamus-ı Osmani - asi ~ عاصی maddesi. Sayfa: 678 - Sira: 6

1914 yılında basılmış, Resimli Kamus-ı Osmani, Ali Seydi ; asi maddesi. osmanlıcada asi ne demek, asi anlamı manası, asi osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte asi hakkında bilgi. Arapça asi ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada asi anlamı

Resimli Kamus-ı Osmani - عاصی asi ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

asi ~ عاصی güncel sözlüklerde anlamı:

ASi ::: Uygun, elverişli.

ASi ::: Çok isyan eden, çok isyancı.

aSi ::: İsyan eden. Emirlere itâat etmeyen. * Günah işleyen. * Meşru idâreyi tanımayıp baş kaldıran.

aSi ::: Hurma salkımı.

aSi ::: Doktor, cerrah, tabib. * f. Kederli, hüzünlü.

âsî ::: (a. s.) : ahlâkı bozuk, ahlâksız, çapkın.

asî ::: (a. s.) : uygun, elverişli.

âsî ::: (a. s. isyân'dan. c. : usât) : 1) karşı gelen. 2) şakî, haydut, (bkz. : bâgı). 3) günahkâr, (bkz. : âsim).

âsî ::: (a. i.) : doktor, cerrah

âsî ::: (f. s.) : mahzun, kederli.

asîb ::: (a. s.) : pek sıcak, kızgın.

âsî ::: isyan eden, başkaldıran.

aSi ::: 1- Allahü teâlânın emir ve yasaklarına uymayan, günâhkâr.

Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:

Melekler emrolundukları şeyde Allahü teâlâya âsî olmazlar ve emr olundukları şeyi yaparlar. (Tahrîm sûresi: 6)

Ana-babaya iyilik etmek; nâfile namaz, oruç ve hac ibâdetlerinden daha üstündür. Ana-babasına hizmet edenlerin ömrü bereketli ve uzun olur. Ana-babasına karşı gelip, onlara âsî olanların ömürleri bereketsiz ve kısa olur. Ana-babasına âsî olan mel'ûndur. (Hadîs-i şerîf-Miftâh-ul-Cenne)

Îmânsız gitmenin sebepleri kırk kadar olup, bunlardan birisi de anaya babaya âsî olmak, yâni İslâmiyet'e uygun olan emirlerini dinlememektir. (Kutbuddîn İznikî)

Âsî mü'min tövbe etmezse veya şefâate kavuşmazsa yâhut Allahü teâlâ affetmezse, Cehennem'e girip yanar ise de îmânı olduğu için Cehennem'de sonsuz kalmaz. (Reyhâvî)

2. Hükûmete, devlete baş kaldıran. Bâgî.

Müslümanlar devlete âsî olmaz. Fitneye, isyâna karışmaz. Kânunlara karşı gelmez. (Abdülganî Nablüsî)

aSi ::: 1- Allahü teâlânın emir ve yasaklarına uymayan, günâhkâr.

Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:

Melekler emrolundukları şeyde Allahü teâlâya âsî olmazlar ve emr olundukları şeyi yaparlar. (Tahrîm sûresi: 6)

Ana-babaya iyilik etmek; nâfile namaz, oruç ve hac ibâdetlerinden daha üstündür. Ana-babasına hizmet edenlerin ömrü bereketli ve uzun olur. Ana-babasına karşı gelip, onlara âsî olanların ömürleri bereketsiz ve kısa olur. Ana-babasına âsî olan mel'ûndur. (Hadîs-i şerîf-Miftâh-ul-Cenne)

Îmânsız gitmenin sebepleri kırk kadar olup, bunlardan birisi de anaya babaya âsî olmak, yâni İslâmiyet'e uygun olan emirlerini dinlememektir. (Kutbuddîn İznikî)

Âsî mü'min tövbe etmezse veya şefâate kavuşmazsa yâhut Allahü teâlâ affetmezse, Cehennem'e girip yanar ise de îmânı olduğu için Cehennem'de sonsuz kalmaz. (Reyhâvî)

2. Hükûmete, devlete baş kaldıran. Bâgî.

Müslümanlar devlete âsî olmaz. Fitneye, isyâna karışmaz. Kânunlara karşı gelmez. (Abdülganî Nablüsî)

âsî ::: isyan eden , isyancı , günahkar

âsi ::: isyan eden

âsî ::: ‬isyancı

âsî ::: günahkâr

âsî ::: (a. s.) ahlâkı bozuk, ahlâksız, çapkın.

asî ::: (a. s.) uygun, elverişli.

âsî ::: (a. s. isyân'dan. c. : usât) 1) karşı gelen. 2) şakî, haydut, (bkz. : bâgı). 3) günahkâr, (bkz. : âsim).

âsî ::: (a. i.) doktor, cerrah

asi ::: hayırsız

ASİ :::

Çok isyan eden, çok isyancı

ÂSÎ :::

Hurma salkımı

ÂSİ :::

Doktor, cerrah, tabib. * f. Kederli, hüzünl