Mevlâ ~ مولی
Resimli Kamus-ı Osmani - Mevlâ ~ مولی maddesi. Sayfa: 968 - Sira: 25
1914 yılında basılmış, Resimli Kamus-ı Osmani, Ali Seydi ; Mevlâ maddesi. osmanlıcada Mevlâ ne demek, Mevlâ anlamı manası, Mevlâ osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Mevlâ hakkında bilgi. Arapça Mevlâ ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Mevlâ anlamı
Resimli Kamus-ı Osmani - مولی Mevlâ ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
Mevlâ ~ مولی güncel sözlüklerde anlamı:
MEVLA ::: Sahib. Rabb. * Efendi. Köleyi âzad eden. * Şanlı. Şerefli. Mâlik. * Mün'im-i Mutlak olan Cenab-ı Hak (C.C.). * Terbiye eden, mürebbi. * Yardımcı, muavenet eden. * Dost ve komşu. * Azâd olan.
mevlâ ::: (a. s. c. : mevâlî) : 1) efendi, sahip, mâlik. 2) Allah. 3) kul, köle azat eden. (bkz. : mu'tik). 4) velayeti olan, velî, karışmıya hakkı olan. 5) şanlı, şerefli [adam] . 6) yardımcı. 7) mürebbî, terbiye eden.
mevle-l-atâk ::: bir köle veya câriye azat etmiş olan kimse.
mevle-l-müvalât ::: huk. [eskiden] akdi velâ' eden şahıslardan "mevlâ-yi a'lâ'dır" [bâzı ulemâya göre nesebi meçhul olan bir kimse bir şahsa hitaben : "sen benim evlâdım ol!, vefat ettiğimde malıma vâris ol!, bir cinayet işlersen âkilem olup tarafıma lâzımgelen ma'kuleyi (borcu) tesviye et!" diyip o da kabul etse velâ-i müvâlât mün'akit olur. O şahıslardan îcabda bulunan şahsa : "mevlâ-yi esfel", kabul edene : "mevlâ-yi a'lâ" denir.
mûlî ::: (a. i.) : îlâ eden zevç.
müvellâ ::: (a. i. velî'den) : 1) bir iş. takibi için şerîatçe vazifelendirilen me'mur. 2) huk. bir kazada vâki bâzı muayyen dâvaları o kaza hâ kiminin görmesinde mahzur veya manî bulunduğu surette yalnız mezkûr dâvaları istimâ ve fasletmek üzere tâyin olunan hâkim [yargıç]
Mevlâ ::: sahip, efendi, Allah.
MEVLa ::: Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:
... Biliniz ki Allah sizin mevlânızdır. O, ne güzel mevlâ, ne güzel yardımcıdır. (Enfâl sûresi: 40)
De ki: Allah'ın bizim için yazdığından başkası bize aslâ erişmez. O, bizim mevlâmızdır. Onun için mü'minler yalnız Allah'a güvenip, dayanmalıdır. (Tevbe sûresi: 51)
Dünyâyı anlayan onun sıkıntısından üzülmez. Dünyâyı anlayan ondan sakınır. Ondan sakınan nefsini tanır. Nefsini tanıyan Rabbini bulur. Mevlâsına hizmet edene, dünyâ hizmetçi olur. (İbrâhim Hakkı Erzurumî)
Hak şerleri hayr eyler
Zannetme ki gayr eyler
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
(İbrâhim Hakkı Erzurumî)
2. Sevgili, sevilen.
Ben kimin mevlâsı isem Ali de onun mevlâsıdır. (Hadîs-i şerîf-Kurret-ül-Ayneyn)
3. Âzâd edilmemiş, serbest bırakılmamış köle ve câriyenin sâhibi, efendisi.
4. Âzâd edilmiş köle.
5. Kölesini âzâd etmiş olan kimse.
Bir köle âzâd edildikten yâni serbest bırakıldıktan sonra sâhibi ile arasında velâ (yakınlık) ve yardımlaşma devâm eder. Bu bakımdan her ikisine de mevlâ denmiştir. (İbn-i Âbidîn)
Mevla :::
- Efendi, sahip, malik.
- Tanrı
mevlâ ::: efendi , sahip , Allah , veli , şanlı , şerefli , yardımcı , mürebbi , terbiye eden
mevlâ ::: Tanrı
mevlâ ::: efendi
mevlâ ::: velî
mevlâ ::: köle azat eden
mûlî ::: (a. i.) îlâ eden zevç.
müvellâ ::: (a. i. velî'den) 1) bir iş. takibi için şerîatçe vazifelendirilen me'mur. 2) huk. bir kazada vâki bâzı muayyen dâvaları o kaza hâ kiminin görmesinde mahzur veya manî bulunduğu surette yalnız mezkûr dâvaları istimâ ve fasletmek üzere tâyin olunan hâkim [yargıç]
mevla ::: efendi, malik, sahip
MEVLA :::